Cuma, Kasım 27

Eeeet's A Cranberry!


şu cranberry denen zıkkımı çok seviyorum yahu. İlk ingiltere'de yemiştim mereti. (buse sağolsun:) )
bi geldim türkiye'ye benle beraber gelmiş heralde hop hop uçakta.
kavanoz kavanoz.
başıma bi felaketler gelicek. ama dur bakalım daha.

ha-a-apşuu!

Çarşamba, Kasım 25

yaşasın grev.

başbakana hakaret ediyorum.
ediyorum,
ediyorum,
popom kuru kalıyo.

Pazartesi, Kasım 23

Cumartesi, Kasım 21

but something is happening and you don't know what it is, do you mr. nixon?





ly-lone wants to go away.











kârlı cumartesiler!


cumartesileri sevmiyorum. sisli cumartesileri hiç sevmiyorum. sevmiyorum işte. banane. güneşli cumartesileri de sevmiyorum; yağmurlu olanları da sevmediğim gibi.
karlı cumartesileri seviyorum ben.

Cuma, Kasım 20

ô ma p'tite.

ne var yani ben şimdi sokakta yürürken içime başka bi' selva girse, bu konuşan selva da çıksa gitse, şu anki hayat karmaşama da zorla ötekileştirilmiş diğer selva katlansa; olmaz mı yani? hı?
zorla ağzına bamya sokulmuş zavallı yabancı selva, ağlamaya başlasa, ben gidicem istemiyorum bu bedende olmak diye, ben de kıyamasam ona, geri gelsem..
15 gün sonra gerçekten dayanamasam, tekrar çıkmak istesem kişiselleştirilmiş zindanımdan; ama üstümdeki ince buz kabuğu tık diye kapanıverse..
el yordamıyla çıkmaya çalışsam- kırabileceğim bir nokta arayarak- soğuktan gözlerim donmuş halde, dokunsam soğuk suyun altından buza parmağımla, kendi yansımamı görsem incecik ipek buzda. korkmuş/donmuş gözlerimi görsem bir saniyeliğine. kendimden tiksinsem, korksam sonsuza dek.
ve asla geri gelmesem?

"Oh my god, please take me now
I'm ready for ascension
If I only knew how
Give me wings give me wings
Now I'm stuck on the ground
Recieve this blood and bones
I'm homeward bound"

Çarşamba, Kasım 18

I am opposed to writing about the private lives of living authors and psychoanalyzing them while they are alive.*

yine de, bazen biyografimi filme çekmelerini istiyorum. kitabını yazmasınlar ama. filme çeksinler. ünlü ya da zengin olmayı arzuladığımdan değil, hayır, sadece ben olmayan birinin ben olması mümkün mü onu görmek istiyorum.




*ernest hemingway.

Çarşamba, Kasım 11

if you seek liberalization;

"Mr. Gorbachev, open this gate. Mr. Gorbachev, tear down this wall!"

winterbourne is in vevey.

say goodbye to daisy miller.

Pazartesi, Kasım 9

500 days of summer.


"I just don't feel comfortable being anyone's girlfriend. I don't actually feel comfortable being anyone's anything."


and if a double-decker bus, crashes into us, to die by your side, is such a heavenly way to die.

birşeyin üzerinize doğru koşarak ve çığlıklar atarak geliyor olduğunu görürseniz, ister istemez kenara çekilmeniz gerek.
aksi halde bu üzerinize doğru gelen şeyin size çarpması çok büyük bir olasılıktır.
peki denemeye değer mi?
işlek bir caddenin ortasında kıpırdamadan dikilirseniz, size birşeyin çarpması olasılığı; bomboş bir sokakta sizin üzerinizden geçmesinden azdır aslında.
çünkü karşısına çıkanlar için hazırlıklıdır işlek-cadde-şoförü. dolayısıyla siz isterseniz yola sandalye çekip örgü örün, mümkün değil çarpmaz.

ama boş-sokak-şoförleri önlerine bakmazlar ki.

işte bugün, 09.11.09'da bu denklemi erkekler için uyguluyoruz!
buyurun inceleyelim:
erkekler siz arayınca çıkmazlar karşınıza. (söz konusu işlek caddede sizin erkek arıyor olduğunu tahayyül ediyoruz- ve evet her denklem biraz sakattır. "erkek aramak?" neyse. ) halbuki siz o caddenin ortasına o şey size çarpsın diye oturmuşsunuzdur ama çarpmaz.
hayır.
siz aramayınca çıkarlar, aynı boş sokakta poponuzu sıyırıp geçen arabalar gibi.
ya da çarpan arabalar gibi.
beni araba çarptı.
hı?
evet, canım yanıyo.
halbuki siz tamamen başka bir dünyadasınızdır o sokakta yürürken, hayatınız vardır, sadece size ait.
sırlarınız vardır. vb.
demek ki, asla asla arabanın bize çarpmasına izin vermiyoruz. verirsek bu sırları paylaşmamız gerekir
ki-
paylaşmakta gecikirsek,
sonumuz ne hale gelecektir?
bknz. önceki araba çarpmaları

Cumartesi, Kasım 7

math and science do prove useful.

bazen öyle mutlu oluyorum ki; yüzüme öyle kocaman ve huzur dolu bi mutluluk gülümsemesi oturuyo ki,
nerdeyse bunu kaybetmekten korktuğum için ağlayacağım arkasından.

Cuma, Kasım 6

an article can never be too long for sesame street.


edi ve büdü yataklarında uyumaktadırlar.
büdü: edi saat kaç
edi: bilmiyorum boş ver saati yat uyu.
büdü: ama saati merak ediyorum.
edi: boşver çok uykum var
büdü: saat kaç?
edi kızararak kalkar, pencerenin camını açar ve bağırmaya başlar.
edi: Heyooooooouuuuu
Dışarıdan dairelerin ışıkları yanar ve sesler duyulur: Saat sabahın dördü, ne bağırıyorsun diye..
edi büdüye döner:
edi: saat dörtmüş büdü
ve yatağına yatar, uyur...

Çarşamba, Kasım 4

manic street depressions

Ceza hukuku notlarımdan:
tarih 02/12/08.

SUÇUN UNSURU
-Kanuni unsur
-maddi unsur
-Hukuka aykırılık: "Bunu böyle kabul edersem sonra nolur?" and if you tolerate this than your children will be next.
AYm.25/II bişiden kaçarken başkasına çarpıyorum. -ölürse ceza yok.


NB: (cezadan kaldım geçen sene.)